Green Label, adıyla müsemma bir viski benim için. Yeşil kabuğuna sıkı sıkıya tutunan yaş fındığın, kabuğundan ayrılırken bıraktığı o yeşil ve taze koku var burunda adeta. Sonra, odun sobası üzerinde aheste kavrulan fındığın yaydığı isli, odunsu ve fındıksı kokuların, tatlı ve meyvemsi kokularla baş döndürücü ahengi var. Zengin, dengeli bu burun, benzer, keyifli bir damağın da habercisi. Meşe ve bitter çikolata tadındaki maltsı lezzetler, damağı fındıkla beraber yıkıyor; ekmekle fındık ezmesi yermiş gibi bir his bırakıyor damakta. Uzun ve sıcak bitiş, tam da istediğim gibi kaygan ve yumuşak.
Bana kendimi “ayrıcalıklı” hissettiren, fındıkla iç içe bu yüzde 43’lük malt harmanını ben çok beğendim. Kokuların ve tatların kendi içlerindeki uyumu oldukça etkileyici buldum. Fındıklı aromaları ise ılık duygular uyandırdı. Walker’lar içinde ayrı bir yere yerleştirdim bile gönlümde Green Label’ı; o mıntıkaya hemen “komutan” ilan ettim onu.
Her biri harmana girmek için en az 15 yıl beklemiş Talisker, Linkwood, Cragganmore ve Caol Ila maltlarını ihtiva eden bu dengeli dağılım, birçok notasıyla beni Karadeniz’e götürdü. Mesela, puslu ama ferah/taze bir sonbaharında Karadeniz’in, mavisiyle yeşiline nazır, bacalarından duman tüten serin bir yaylasında, sepet sepet fındıklar arasında akşamüstü manzarasına karşı uzanmak gibi Johnnie Walker Green Label 15 sanki.