Talisker Skye

Pencereyi açar açmaz içeriye dolan o alçak basınçlı havanın etkisinde burun. “Boğaz İstanbulu”nun, akşamdan kalma soğuk sonbahar sabahı kokusu bu. Çok aşinayım. Doğal taş kaplama dar sokağı denize açılan o mahalle kahvesinin tahta iskemlesinde burun dehlizlerime yansıyan tüm koku bu hem. Bol dumanlı sigaramın ve ona eşlik eden kahvemin ve kuru yemişlerimin aromalarıyla dolu bir sabah bu.

Bu sabah gibi örneğin. İki kıyı arasında gidip gelen bir boğaz hattı vapurunda bir yolcuyum sanki. Çengelköy’den İstinye’ye geçiyorum. Serin deniz havasına ve akaryakıt gazı dolu deniz trafiğine maruz kalıyorum önce. Pusla, sisle, tuzla ve biraz isle başlayan yukarı yönlü yolculuk, meyve ve ağaç kokularıyla arşa gidiyor. 45,8 derece alkollü denmeyecek denli yumuşak ve pürüzsüz damak, tüm Talisker portföyüne yaklaşık eşdeğer bir kalitede.

Michael Jackson da “volkanik” diye tanımlamış Talisker’i. Wallece Milroy, “adeta damakta infilak ediyor,” demiş onun için. Ancak, biri var ki “lanetli” yaftası yapıştırmış güzelim Talisker’e vaktiyle. Sene 1830: Bir damıtımevine mahallesinde şiddetle karşı çıkan Rahip Roderick Macleod, bunun “bir yerin başına gelebilecek en büyük lanetlerden biri” olduğunu söylemiş. Neyse ki lanet tutmamış ve Talisker büyüsü kitleleri yıllar yıllar boyu etkilemeye devam etmiş.

The local minister was passionately opposed and described the distillery’s impact on his parish “one of the greatest curses which, in the ordinary course of Providence, could befall it”.

Bruce-Gardyne, T. Scotch Whisky. London: Carlton Books, 2017.

Bir yanıt yazın

*