The Glenallachie 8 & Glenfarclas 12 – F. J. Walker

Sevgili,
Az önce bir The Glenallachie 8 tattım; 46 derece alkollü, doğal renginde, soğuk filtrasyonsuz. Kendi bronz rengine, tatlı notalarına, muhtelif sıcak nüanslarına ve yumuşak içimine bayıldım. Hem paranın satın alabildiği bu optimum kaliteyi çok önemsiyorum. The Glenallachie 8 ardından bir Glenfarclas 12 aldım kadehime.

Sevgili,
Yazıda “Sevgili” hitabına Ali Sirmen’den aşinasın; ışıklar içinde uyusun. Bir ömür onun yazılarını okuduk. Kupürler aldık gazeteden, sakladık. Bir ilkbahar sabahıydı; neden sonra attım hepsini. Şöyle ifade eder bir yazısında: “Sevgili, Ernest Hemingway kitabında Paris’i şölene benzetir. Paris bir şölendir de New York değil midir?” [Ali Sirmen, “Manhattan’ın göbeğinde Iraklı olunca…“, Cumhuriyet, (3 Aralık 2023), 4.] Bu iki viskiyi sana en iyi böyle anlatabilirim ben de sanırım: Bir şölen ve başka bir şölen.

Ali Sirmen o yazısında Manhattan’da bir barda karşılaştığı Amerikalıların Saddam Hüseyin öfkelerine yer verir. Bu denli savaş yanlısı şiddetli öfkeyi insan için çok zararlı bulurum. “Sonraları ABD, Irak’ı işgal edince Sam Amca’nın sık sık üçüncü dünya ülkelerine ihraç ettiği demokrasinin ne menem bir şey olduğunu herkes çok iyi anladı.” (Sirmen, “Manhattan’ın göbeğinde Iraklı olunca…”, 4.)

Sevgili,
Savaşlar kötüdür. Ancak, İkinci Dünya Savaşı merakımı da bilirsin. Bu çok uluslu savaş, dünya tarihinin en büyük, en trajik, en öğretici savaşıdır. Muharip olmayan ticaret filosunun bile savaştaki toplam kayıp sayısı, silahlı kuvvetlerin bazı sınıfları kadar yüksektir. Ne acı! Peki, sen “Johnnie Walker”ın İkinci Dünya Savaşı’nda Atlantik Muharebesi’nin en başarılı denizaltı savunma komutanı olduğunu biliyor muydun? Evet, isim benzerliği: Frederick “Johnnie” Walker, İkinci Dünya Savaşı’nda Kraliyet Donanması’nın en saygın komutanlarından biri. Hatta, bugün Liverpool Pier Head’de Edinburgh Dükü Prens Philip tarafından açılan bir Johnnie Walker heykeli bile var.

Sevgili,
Kadehime bir Johnnie Walker Green Label alıyorum şimdi. Tesadüf o ki, 21 Eylül 2021 tarihli Green Label yazımda Green Label’a “komutan” demişim, bak: “Walker’lar içinde ayrı bir yere yerleştirdim bile gönlümde Green Label’ı; o mıntıkaya hemen ‘komutan’ ilan ettim onu.” Sevgili, ben kendi alanlarında ikonik bu “adaş” iki figürün bu yazıda bir araya gelmesini çok sevdim. Sen de sevdin mi?

Walker, U-bot taarruzlarının ancak muhtelif refakat gemileri ve uçaklarının birlikte ne şekilde faaliyet göstereceklerinin dikkatlice planlanmasıyla püskürtülebileceğine inanıyordu. Albay, hazırlıklarının karşılığını, gemilerinin altı gün süren çarpışmalar sırasında dört U-botu batırdıkları ilk konvoy görevinde aldı. Walker’ın kendisi de bir düşman denizaltısını, silah mürettebatının “yumruklarını sallayıp küfür edeceği” kadar yakın mesafeden takip ettiğini anlatmıştır.

Booth, O. – Walton, J. İkinci Dünya Savaşı Tarihi. İstanbul: Kronik, 2023.

Bir yanıt yazın

*