Boğaziçi

Boğaziçi eylemindeki devlet şiddetini görünce, 31 Mart 2019 yerel seçimlerinden sonra günlüğüme yazdığım umut dolu satırları yeniden okudum:

Her halleriyle, bir türlü seçim yenilgisini sindiremediği belli olan iktidar cenahı, diğer tüm kurumlar gibi boyunduruğu altına almış olduğu YSK’ya, açık baskısıyla ve seçimden 36 gün sonra seçim tekrarı kararı aldırdı.

Peki, taraflı/tarafsız herkesin tepkisini çekeceği önceden bilinen bu durumu neden istemiş olabilirler?

  1. İzleyecekleri yeni politika ve “taktiklerle” seçimi kazanacaklarını düşünüyorlar. Küçük ihtimal…
  2. Belediyedeki yolsuzluk/talan enkazını kaldırmak için sadece zaman kazanıyorlar. Büyük ihtimal…

Eğer, bundan sonraki “bütün” seçimleri kazanmak adına, gerçekten bir taktikleri yoksa, illegal bir düzen kuramazlarsa, bu iktidar ve avanesi, artık halk nezdinde saygınlığını yitirmiş olarak her an meşruiyetini de kaybetmeye mahkumdur. Yenilenecek seçimin iktidar partisi lehine sonuçlanmasının imkanı yoktur. Şimdi, haklı zaferi yeniden taçlandırma zamanıdır! Her şey çok güzel olacak.

O günlerden bugünlere köprünün altından çok sular aktı. Umutlarım hala taze benim, gelecek bahar bahçe gözümde hala. Elbet, kurdukları bu cezaevi düzeninden, korku imparatorluğundan eser kalmayacak bir gün. Malum şarkıda dediği gibi: “Beyler misafir, giderler”.

Diktatörlük milletleri mesut ve müreffeh kılmaz. Devletin esasını Cumhuriyet prensiplerine göre hazırlamak lazımdır.

Atatürk

#AşağıBakmayacağız

Bir yanıt yazın

*