Bu, aşk... Tatmazsan olmaz acısını, tutmazsan ellerini, olmaz. Yaralarını sarmazsan, sarılmazsan, olmaz. Özlemezsen kalbini, olmaz. Kaybetmezsen olmaz en az bir kere, bulmazsan yine bıraktığın yerde, olmaz. Gitmezsen olmaz, gelmezsen olmaz. Ayrılıksız olmaz. Bu, aşk...
14 Şubat’ı, bu eski şiirimle ve etiketi eski tasarımlı bu “ikinci parti” Aberlour Casg Annamh’la karşılıyorum. Etiket üzerinde yazdığı üzere, “en kaliteli, elle seçilmiş” şeri fıçılarında olgunlaştırıldığı için “Nadir Fıçı” demişler adına muhtemelen. Etiket demişken, ben de Aberlour’un yeni etiket tasarımını beğenmeyenlerdenim. Göz eskiyi arar ama gönül de katlanır bu saatten sonra.
Aberlour’un yaş belirtilmeyen bu ekspresyonu, fıçı sertliğinde değil ama yine yüksek alkolle, 48 dereceyle şişelenmiş. İlk burunda, yüksek alkol keskinliğiyle hissettiriyor kendini. Yüksek alkollü viskileri sulandırmaya pek hevesliyimdir. Bu yüzden, ilk intibadan sonra, acele bir hamleyle, birkaç damla suyu viskiyle buluşturuyorum hemen. Tatlı, meyvemsi burun bir anda zenginleşiyor, erik kompostosu oluyor adeta. Hatta, az sonra pekmez olacak fokur fokur kaynayan o üzüm suyunun dumanı bile oluyor sanki. Damağı genç, yakıcı ve kurutucu. Kuşburnulu, çubuk tarçınlı, elma kabuklu bir kış çayı içer gibi de meyveli ve mayhoş.
Son olarak, sevgilimin ve bütün sevgililerin sevgililer gününü kutlarım. Viskisini cömert miktarda benimle paylaşan sevgili arkadaşım Kadir Ergen’e de teşekkür ederim 🙂