Helen Cumming’in meşhur kırmızı bayrağının iziyle kıpkırmızı şişelenmiş Cardhu 12 Wine Cask – 200th Anniversary Edition (Cardhu 200) şişesine bakıyorum. Bir zamanlar Şirinler’e yakıştırılan -şimdilerde bir şehir efsanesi- “Small/socialist men under red flag/father (Smurf)” metaforu geliyor aklıma. Bu teoriye göre, Şirinler komünist değerleri temsil ediyor: Şirin Köyü Marksist ütopya, Şirin Baba Karl Marx, Gargamel kapitalizm.
Viski üretiminin yasak olduğu dönemde ise, Helen Cumming’in kırmızı bayrağını sallayarak vergi memurlarının geldiğini komşu üreticilere haber verdiği bilinir. Şirinler değil ama onlar bu kırmızı bayrak altında yaşarlardı. Helen Cumming’in kırmızı bayrağı kesinlikle bir komün yaşamın, örgütlü direnişin, meydan okumanın simgesidir.
Nur Subaşı’nın sesiyle kulaklarda yer etmiş Şirinler jenerik hikayesi de bittabi bu durumun metaforu olabilir o hâlde: Gizli köy Archiestown, Şirinler kaçak viski üreticileri, Gargamel vergi memurları olur mesela.
Uzun uzun yıllar yıllar önce, ormanın derinliklerinde küçük mavi yaratıkların yaşadığı gizli bir köy vardı. Onlar kendilerine Şirinler derlerdi. Çok iyiydiler. Ve sonra, korkunç büyücü Gargamel vardı. O kötüydü.
Bir gün Cardhu 200 tadarsanız, onu dikkatlice dinleyin. Belki, tatlı nar, frenk üzümü, şirin çileği notaları alabilirsiniz. Ve iyi bir çocuk olursanız belki Şirinler’i bile görebilirsiniz.