Chivas Regal XV

Şişesinden tadım için ayırdığım 5 cl Chivas Regal XV numunesini uzun zamandır saklıyordum rafımda. “Vakti/havası” diyerek mini şişeyi nihayet açmaya karar verdim. Bana az sonra yaşatacağı müthiş hazdan tabii ki habersiz ve pek beklentisiz götürdüm burnuma.

Hatırlıyorum, 2008 temmuzunun sıcak bir günü, akşamüstü. Sarımsaklı Plajı kumsalına yanaşan sandallar kavun içinde dondurma satıyorlar. Ben de iki tane almak üzere yanaşıyorum onlara. Ege’nin serince rüzgarıyla yüzüme çarpan denizinin iyodu ve ahşap kayığın mazotlu/yağlı motorunun kokuları arasında zar zor seçebiliyorum o kavunun ve dondurmanın kokusunu. Chivas Regal XV burnunu böyle tanımlamak mümkün; kimyasal, vanilyalı, tuzlu/iyodik, meyvemsi ve odunsu. Bir yudum “Don Julio” içip, peşine birkaç kavrulmuş/tuzlu kaju fıstığını bir avuçta ağzıma atmışım gibi alkollü, tahıllı, tuzlu ve gövdeli de bir damak. Bitişi uzunca, yanık-tatlı, keyifli. Konyak fıçılarında bitiş verilmiş bu “değişik” ve tatlı/sert Chivas Regal ekspresyonuna ben oldukça ısındım.

Sevgili Barış Mercan’ın “Rituals” serisindeki “grappa” kadehinde tattım viskimi. Kendisine nice benzeri güzel işler/başarılar; bize de çok keyifli anlar/ritüeller diliyorum. Kadehin, bu tadım notuna eşlik etmesine ise ayrıca seviniyorum.

Bir yanıt yazın

*