Alexander Walker, “Viskimizi, kalitesine pazarda kimsenin yanına bile yaklaşamayacağı üstünlükte yapmaya kararlıyız.” sözleriyle açıklamış felsefesini vaktiyle.
Johnnie Walker 18’i tadınca, günümüz Walker emekçilerinin, hâlâ bu sözün ışığında “yürüdüklerini”; üretimde eşsiz kalite standartlarını yakaladıklarını düşündüm. İşte, o emekçilerden Master Blender Dr. Jim Beveridge… En genci en az 18 yaşında 18 farklı viskiden, dengeli, gövdeli, karakterli, herkesin damak tadına uygun, yumuşacık bir harman yaratmış: Johnnie Walker 18.
Johnnie Walker 18, 40 derece sertlikle ve köşeli, şık şişesinde sunuluyor viski severlere. Sadece algı belki ama, ben daha şişeyi açar açmaz tertemiz “Cardhu” notaları aldım Johnnie Walker 18’den. Burunda, portakal, defne yaprağı, meşe kokuları birbirine karışıyor. Vanilya ve hafif is eşlik ediyor bunlara. Aslında, hemen hemen her ağaç, bitki, çiçek Johnnie Walker 18 gibi kokar yaklaşık. Mesela, çam, çam kozalağı ve çam balı, tam Johnnie Walker 18 tanımıdır benim için.
Buruna göre damağı daha güçlü Johnnie Walker 18’in ve odun ön planda oldukça. Vanilya, karamel, meyve tatlarıyla da zengin. Bütünüyle, zarif bir karışım, yumuşak ve dengeli bir tat diyebilirim Johnnie Walker 18’e. Dili kenarlarına kadar kaplayan yoğun, kremamsı, geniş bir gövdesi var. Beklediğim gibi, bitişi uzunca, baharatlı ve hafif isli. Ben, Asuman’ın çikolatalarıyla eşleştirdim; çok da keyif aldım.
Johnnie Walker 18, firmanın eski “Platinum Label” ekspresyonu aslında. Bu “zorlama” isimden 2017’de vazgeçilerek, etikette sadece “18” ibaresiyle yola devam edilmesine karar verilmiş. Diğer yandan, ismini her ne kadar Clynelish damıtımevinin suyuna, Clynemilton deresinin kırmızı granit kayalarından karışan altın zerreciklerinden alıyor olsa da, bana tıpkı “Platinum Label” gibi, daha çok banka kredi kartı “kast” sistemini anımsatan bir diğer etiket “Gold Label”ın da tez vakitte doğru ismine kavuşturulmasını diliyorum 🙂