Başucumdan ayırmadığım faşizm incelemelerinden “Faşizm’in Analizi” kitabı. Şimdi tekrar okuyorum o altı çizili satırları, yıldızlı paragrafları. Bugün topluma reva görülenle, geçmişin benzerliğine bakıp, insanlığın kör aklına, balık hafızasına hiddetleniyorum biraz. Görüyorum ki, Mussolini’nin politikalarında, Goebbels’in propagandalarında yaşıyoruz hâlâ. İsimleri Kara Gömlekliler ya da Naziler değil bugün belki ama, örgütlü kötülük başkalaşmış vücuduyla her daim her yerde.
Faşizm, bu kez yönetim afeti ve sevimsiz devlet davranışı olarak kendini gösterdi. İlk dakikalardan itibaren, George Orwell’in 1984’ündeki “Büyük Birader’in Gözü Üstünde” mesajını hatırlatan kapkara bakışlara, tehditkar salvolara maruz kaldık. Çocukların kumbaralarına dahi aç gözlerini dikebilecek kadar alçaktılar ve. Enkaz altındaki sessiz çığlıklar, abuk kampanyalarında, “bölge ziyaretleri”nde gamsızca gülmelerine karıştı. Dilimizin ucuna kadar gelip ağızlarımızda sıkışıp kalan küfürlerimizi yutkunduk yine.
Kozalarından çıkamadan kelebek olup uçan-giden binlerce canın hesabını Gramschi’nin sözleriyle sormaya başlıyorum: “Cellatla kurbanı arasında barış olamaz, halkla katilleri arasında barış olamaz.” Öfkemi de, umudumu da diri tutuyorum. Umuttan bir alıntı bırakıyorum aşağı. Ve bir dörtlük yazıyorum kalpten.
(…) gitgide Mussolini’nin fotoğraflarına kışlaların helalarında ya da yırtılmış olarak yerde rastlanır olurdu; bu yüzden Faşist Kadınlar fotoğraf dağıtımını durdurmak zorunda kaldılar.
Macciocchi, M. A. Faşizmin Analizi. İstanbul: İnkılâp, 2016.
Kop da gel uzaklardan, koynuma, gönlüme. Sen benim kara sevdamsın ey güzel yarın, gözbebeğisin umudumun.