Seçim
Gündem konusunda çok doğurgan bir ülke burası. Hiçbir şey olmasa bile kesin bir şey olur bu memlekette. Olmayanı oldururuz ama olanı görmeyiz. Hiç, aşı, açlık, işsizlik, insan hakları gibi sorunlarımız yokmuş gibi, mütemadiyen fezalarda gezeriz. Bir gün bir araba yaparız, bir gün uzaya gideriz. Bir gün bir yerden…
Boğaziçi
Boğaziçi eylemindeki devlet şiddetini görünce, 31 Mart 2019 yerel seçimlerinden sonra günlüğüme yazdığım umut dolu satırları yeniden okudum: “Her halleriyle, bir türlü seçim yenilgisini sindiremediği belli olan iktidar cenahı, diğer tüm kurumlar gibi boyunduruğu altına almış olduğu YSK’ya, açık baskısıyla ve seçimden 36 gün sonra seçim tekrarı kararı…
Montblanc Purdey Single Malt
Mektuplu aşklar vardı; sayfaların, mürekkebin sevgilinin vücudu olduğu, kokusu olduğu mektuplu aşklar hani… Okudukça, dudağını sevgilinin, kendi dudağının kenarında hissettiğin; elini elinde, gözlerini gözlerinde hissettiğin o büyük/kıymetli aşklar… Nasıl da bittiler şimdi. Annemle babamın mektupları elimde. Aşkın en hası yaşanmış, özlemin kralı çekilmiş, hasretlik burunda tütmüş, o kadar…
Flamenko
Hepimiz için 2020 demek, özetle “koronavirüs” demek. Benim içinse, yine koronavirüs özelinde, videodaki bu adam demek işte. Salgının, o en salgın, en bilinmez, en korku dolu döneminde, bu adamın evinin penceresinden dünyaya, pervasızca umudu haykırışıdır benim için 2020. İnsanın, bir kez daha tutsaklığa başkaldırışı, özgürlük yakarışı, hayatta kalma…
Cahil Milliyetçi
Hastalıktan zorbalığa, feodaliteden distopyaya savruluyorum bugünlerde. İster istemez zihnim gündeme tutsak. Cezaevinden henüz çıkmış “adam”, ortalığa tehditler savurunca, ben de birkaç not düşmek istedim buraya. Bize milliyetçinin de akıllısı lazım, az biraz okumuşu, düşünmüşü lazım. Yoksa, hamasetten, körü körüne bağlılıktan, içi boş kupkuru bir kavramdan, yalandan, riyadan öteye…
Ortak Gerçek
Bu arada gerek bugünkü aydının, gerekse gelecekteki araştırıcının en önemli diğer vazifesi de, şimdi Atatürk ve devri konusunda ortalığı kaplayan, gerçekle hiç ilgisi olmayan, basit, harcıalem, değersiz nakil ve anılardan ve bu arada yalana, yazı ve imza taklidine, sahtekarlığa kadar varan kasıtlı yayınlardan, söylentilerden, Atatürk’ü ve hatırasını kurtarmaktır.…
Villa Bosphorus
Boğazı, köprüsüz haliyle severim ben. Köprüleri ya da başka çoğu yapıyı, memleketin çiçeğine, böceğine; insanın gözüne, estetiğine bir ihanetmiş sayarım. Boğazı ziyaretlerimde de, köprünün, o insanın üzerine zifiri karanlık gibi çöken soğuk gölgesine, buram buram israf kokan ışıl ışıl beton kütlesine, gece gündüz bitmeyen yorucu hareketliliğine ve güzelim…
Merhaba
Hep çok sevdim yazmayı; mutlu anlar yaratmayı, anılarımı kaydetmeyi hep çok sevdim. Yazdım, sildim, kimi zaman uydurdum, ama çoğunlukla hissettim. Orda burda kağıtlara yazılmış notlar biriktirdim, birkaç blog sitesi açtım kapattım. Mektuplar yazdım, sevgilime, anneme. Yazılarım var bir yerlerde, şiirlerim var. Yazmadıklarım da var daha, taslaklarım var, karalamalarım…