The Glenlivet 12

The Glenlivet 12’nin kapağını açar açmaz burnuma gelen kokuyu, Zülfü Livaneli o nefis romanında tarif etmiş sanki: “Köşkün cümle kapısının ardına kadar açılmasıyla birlikte içeriye taze bir yaz sabahının gönül ferahlatıcı çiçek kokuları doldu.” (Livaneli, Kaplanın Sırtında, s. 139). İçinde türlü zenginlikler, gizli güzellikler barındıran bir köşkten yapılmış…

The Glenlivet Distiller’s Reserve

Besine erişimin bu denli meşakkatli olmadığı bir çocukluktu benimki: Tel örgüye yaslanmış yabani dikenli dağ böğürtlenlerinin yol kenarında ansızın karşıma çıktığı bir çocukluk. Paylaşmak toplum teamülüydü; dalından meyve yemek bir çocuk hakkıydı o zaman. Şimdi, Latince isimleriyle pek de soğuk/yabancı, “hayırsız” peyzaj bitkileri, kara bulut gibi örttü sanki…

The Glenlivet 18

Fıçının viskiye kattığı değer malum. Tüm güzelliklerini fıçılardan alıyor viski. Yeni meşe fıçılardan burbonlu/Tennesseeli fıçılara, şerili fıçılardan Portolu fıçılara bütün fıçılar, sarının muazzam tonlarıyla morumsu kehribar arasında gidip gelen kocaman bir yelpazede olağanüstü renkler de kazandırıyor viskiye aynı zamanda. The Glenlivet 18 de, koyu altın sarısı renginin ardında…

Gusto

İskoçya’da 5 viski bölgesi var. Bunlar, Highland, Speyside, Lowland, Campbeltown, Islay. Gusto Viski Kulübü de tadım etkinliğinin ilk iki haftasını İskoçya’nın viski bölgelerinden özel seçkilere ayırmış. Kısa kısa aldığım 1. hafta notlarını da bu yazıda bir araya getirdim. Glenkinchie 121887’de kurulmuş Edinburgh’daki damıtımevinin ürünü. Lowland maltı. 43 derece…

The Glenlivet Founder’s Reserve

Son zamanlarda, içine bütün işlemiş seslerinden rahatsızım İstanbul’un. Kulaklarımda sürekli bir trafik sesi çınlıyor. Şiddeti neredeyse ağrı eşiğinde o birkaç vakit toplum ritüeline maruz kalıyorum ara ara. Sonra bir şantiye, bir düğün, bir müzik katılıyor bu kararsız düzene. Aradığım sessiz huzur için Antalya’ya gidiyorum. Phaselis’te bir ağaç gölgesine…