The Glenlivet 12’nin kapağını açar açmaz burnuma gelen kokuyu, Zülfü Livaneli o nefis romanında tarif etmiş sanki: “Köşkün cümle kapısının ardına kadar açılmasıyla birlikte içeriye taze bir yaz sabahının gönül ferahlatıcı çiçek kokuları doldu.” (Livaneli, Kaplanın Sırtında, s. 139). İçinde türlü zenginlikler, gizli güzellikler barındıran bir köşkten yapılmış adeta The Glenlivet 12. Sabunumsu ferahlıkla başlayan rayihalarına Citrus Vodka ve Cointreau narenciyeleri ile çiçeksi kokular katılıyor. Dengeli, zengin yapısı damakta zarif ve lezzetli devam ediyor.
standard.co.uk sitesindeki 18 Ağustos tarihli haberde, gençlerin genellikle ebeveynlerinden önemli ölçüde daha az içki içmesinden kaynaklanan vergi geliri kaybından endişe duyan Japon Ulusal Vergi Dairesinin, içki tüketimini teşvik etmek amacıyla “Sake Viva!” adıyla bir yarışma düzenlediğini okudum. Bu yarışmada, içkilerin popülaritesini artırıcı öneriler/projeler yarışacakmış. Kısacası, Japonya ülke ekonomisine katkı için gençlerini daha fazla içki içmeye çağırıyor. Çünkü, 1995’te kişi başına 100 litre olan içki tüketimi, 2020 yılında 75 litreye düşmüş. En sert düşüş de bira tüketiminde olmuş. Satışlar geçmiş yıllara oranla yüzde 20 azalmış. Doğrusu ben fikirleri ve kazananları şimdiden merak ediyorum.
II. Abdülhamid de içki tüketimini teşvik etmiş zamanında. İçkinin bedeni güçlendirici etkisi olduğunu düşünen Padişah, İstanbul’daki ilk bira fabrikası Bomonti’nin kurulması için özel izin vermiş mesela. Ne diyelim, hadi Japon çağdaşlığı uzak/zor bir ideal belki ama, 100-150 yıl öncesinin medeniyetine (!) geri dönebilsek bari; o bile kâfi!
Padişah Abit’e baktı, “Doktor Bey ben bu çocuğu çok zayıf görüyorum,” dedi. “Acaba bira mı içirsek?”
Doktor kulaklarına inanamadı. “Aman,” dedi, “küçücük çocuğa bira verilir mi hiç?”
“Ama çok zayıf,” dedi babası, “bira kuvvetlendirir.”
Doktor “O zaman bira mayası verelim bari,” dedi. “Hem aynı etkiyi yapar hem de içki değildir.”
Zülfü Livaneli. Kaplanın Sırtında. İstanbul: İnkılâp, 2022.
#Gülşen